Trump’ın Dışişleri Bakanlığına aday gösterdiği Marco Rubio, Çin ve İran karşıtı görüşleriyle tanınıyor.
14/11/2024 Uyananinsan.com
Amerikan başkanlığına seçilen ve Ocak ayının 20’sinde hükümeti devralacak olan Donald Trump, dışileri bakanlığı, milli savunma bakanlığı, adalet bakanlığı, ulusal istihbarat başkanlığı, merkezi istihbarat başkanlığı, milli güvenlik konseyi danışmanlığı, sınır koruma müdürlüğü, BM büyükelçiliği, İsrail büyükelçiliği, Orta Doğu temsilciliği gibi kilit görevlere atamalarını tamamladı. Böylelikle ülkedeki milli güvenlik koltukları şimdiden doldu.
Atamalar konusunda Associated Press ve Anadolu Ajansı’nın analizleri ve geleneksel medyanın yorumlarına göre kuvvetle İsrail yanlısı bu atamalara itirazlar da var.
ABD başkanlığına seçilen Donald Trump’ın Dışişleri Bakanlığına aday gösterdiği Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio, Çin ve İran aleyhindeki görüşleriyle ön plana çıkıyor. Ülkenin ilk Latin kökenli Dışişleri Bakanı olacak Rubio’nun bu göreve gelmesiyle Washington ile Tahran ve Pekin arasındaki iplerin gerilebileceği öngörülüyor.
Rubio, 1956’da Küba’dan ABD’ye gelen göçmen bir ailenin çocuğu olarak 1971’de Florida eyaletinin Miami kentinde dünyaya geldi. 1993’te Florida Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olan Rubio, 1996’da Miami Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktorasını tamamladı. Rubio, 1999’da Florida Temsilciler Meclisi’ne seçildi ve 2000-2008 döneminde görev yaptı. 2003-2006 yıllarında burada çoğunluk liderliği yapan Rubio, 2006-2008’de de Florida Temsilciler Meclisi Başkanlığı görevini yürüttü. 2010’daki seçimlerde Florida’dan senatör seçilen Rubio, 2015’te Cumhuriyetçi Partinin başkan aday adayları arasında yer alarak Trump ile yarıştı.
Rubio, Trump’ın Cumhuriyetçilerin başkan adayı seçilmesinin ardından 2016’da ikinci kez senatörlük görevini üstlendi. 2022’deki seçimlerden de zaferle ayrılan Rubio, halihazırda 3. dönem senatörlük görevini sürdürüyor. Öte yandan, görevi sırasında dış politika ve istihbarat ile ilgili komitelerde çalışan Rubio, Senato’da Seçilmiş İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Komitesi kıdemli üyesi.
ABD’nin Çin’e karşı daha agresif olması gerektiği görüşünü paylaşan senatörler arasında yer alan Rubio, ABD’nin Çin’in devlet güdümlü ekonomisiyle daha iyi rekabet etmesine yardımcı olmanın amaçlandığı sanayi politikasını savunuyor. Rubio, 2019’da Çin’in yüksek teknoloji ve üretim teknolojilerinde endüstriyel dönüşüm olarak gördüğü MIC2025 Planı’nın, ABD’nin teknoloji şirketleri için “tehdit oluşturduğunu” savunarak, Pekin yönetiminin bu planına karşılık verilmesi amacıyla Kongre’ye Çinli şirketlerin ABD’ye yönelik yatırımlarına sınırlama ve vergi getirilmesi yönünde yasa tasarısı sundu.
Filistinlilerin ölümünden “yüzde 100” Hamas’ın sorumlu olduğunu savunan Rubio, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine güçlü destek veriyor. Rubio, İsrail’in Hamas’ın her bir parçasını yok etmesini istediğini açıkça dile getirirken, İsrail’in Hamas’ı yenmesine izin verilmesinin Gazze halkına “yardımcı olacağını” öne sürüyor. Nisanda İsrail’i ziyaret eden Rubio, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşmüştü. Rubio, ziyareti sırasında İsrail’e olan “sarsılmaz bağlılığını” yinelemişti. Rubio, ABD’deki üniversitelerde İsrail’in soykırımına karşı düzenlenen Gazze’ye destek protestolarına da tepki göstermişti. Bu protestolara katılan yabancı öğrencilerin sınır dışı edilmesi planını desteklediğini ifade eden Rubio, İsrail’i boykot çağrısında bulunanların cezalandırılması gerektiğini savunuyordu.
İsrail’in güçlü bir destekçisi olan Rubio, 6 Mayıs’ta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’ı, İsrail Başbakanı Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik uluslararası tutuklama emri çıkarmaması yönünde uyarmış, Han’ın “ağır yaptırımlarla” tehdit edildiği mektuba imza atan 12 Cumhuriyetçi senatör arasında yer almıştı. Başsavcı Han’a hitaben, Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer için tutuklama kararı çıkarması halinde bu durumun “yalnızca İsrail’in egemenliğine değil, aynı zamanda ABD’nin egemenliğine yönelik bir tehdit olarak” yorumlanacağı belirtilen mektupta, “İsrail’i hedef alırsanız, biz de sizi hedef alırız.” ifadesi kullanılmıştı.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona ermesi için taraflar arasında müzakere yapılması gerektiğini belirten Rubio, bir açıklamasında, “Rusya’nın tarafında değilim ama maalesef gerçek şu ki Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin yolu müzakere edilmiş bir çözümdür.” demişti. Rubio, başka bir açıklamasında da her iki tarafın da zafere ulaşamayacağını ancak bir gün söz konusu müzakere aşamasına gelindiğinde Ukrayna’nın elindeki kozların daha güçlü olmasını umduğunu söylemişti.
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, Ulusal İstihbarat Direktörlüğüne eski Kongre üyesi Tulsi Gabbard’ı aday gösterdiğini duyurdu. Trump, yazılı bir açıklama yaparak, Gabbard’ı ülkedeki 18 istihbarat kurumunun çatı kuruluşu olan Ulusal İstihbarat Direktörlüğü görevi için aday gösterdiğini belirtti.
ABD Kongresine 213 yılında Demokrat olarak giren ve 2020 yılında Demokrat Parti’deki başkanlık ön seçimlerinde yarışan Gabbard’ın “şu anda gururlu bir Cumhuriyetçi” olduğunu ifade eden Trump, aynı zamanda Amerikan ordusunda da görev yapan Gabbard’dan övgüyle söz etti.
Trump, “Biliyorum ki Tulsi, meşhur kariyerini tanımlayan korkusuz ruhu bizim istihbarat topluluğumuza getirecektir.” ifadesini kullandı. Uzun yıllar Demokrat Parti’de görev yapan Gabbard, özellikle Amerikan dış politikasına yönelik sert eleştirileriyle bilinen bir isim.
İsrail’e güçlü desteğiyle de tanınan Gabbard, Amerikan Samoalı ilk isim olarak Hawaii’den Kongre’ye girmişti.
Savunma çevreleri, 44 yaşındaki Hegseth’in Savunma Bakanlığına aday gösterilmesini endişe ve şaşkınlıkla karşılarken Cumhuriyetçi kesimden ise çekinceli şekilde destek geldi. Trump, Hegseth’i “sert, zeki ve ‘Amerika önce’ ilkesine inanan biri” olarak överken diğerleri, Hegseth’in bu görev için deneyiminin yetersizliğine işaret etti. Irak ve Afganistan’da farklı dönemlerde görev yapan ve 2 kez bronz madalya kazanan 44 yaşındaki Hegseth, uzun yıllardır gazilerle ilgili program ve etkinlikler düzenleyen bir isim olarak tanınmasının yanı sıra 2014’ten bu yana Fox News’te yorumcu olarak çalışıyor.
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesindeki kıdemli Demokrat üye Adam Smith, Associated Press’e (AP) yaptığı açıklamada Hegseth için “Bu kişinin başarılı bir iş çıkaracak kadar ciddi bir politika yapıcısı ve uygulayıcısı olmadığı konusunda endişe duymak için sebepler var.” ifadesini kullandı. Smith, Hegseth’in savaş deneyimine sahip olmasının bir artı olmakla birlikte, Pentagon’u yönetmenin çok sayıda başka beceri gerektirdiğini ve adaylığının değerlendirilmesi için zamana ihtiyaç duyulacağını kaydetti.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezinde kıdemli danışman Mark Cancian da Hegseth’in, üst düzey ulusal güvenlik deneyiminin olmamasının bu görev için Senato onayı almasını zorlaştıracağını belirterek “Sanırım Trump, savunma bakanlarıyla kavga etmekten yoruldu ve kendisine sadık olacak birini seçti.” yorumunu yaptı.
Amerika Bağımsız Gaziler Derneği Kurucu Başkanı Paul Rieckhoff da X hesabından, Hegseth’in, Trump’ın için “son derece etkili bir politik savaşçı” olacağını kaydederek “Hegseth, şüphesiz Amerikan tarihindeki en az nitelikli ve açıkça en politik Savunma Bakanı adayı.” paylaşımını yaptı. Söz konusu yetkili, Savunma Bakanlığının yıllık bütçesinin 800 milyar doları aştığını ve bünyesinde yaklaşık 1,3 milyon aktif askeri personel ile 1,4 milyon Ulusal Muhafız, yedek birlikler ve dünya çapında konuşlanmış sivil çalışanlar bulunduğunu vurguladı.
North Carolina’nın Cumhuriyetçi Senatörü Thom Tillis, Trump’ın bu aday seçimini “ilginç” olarak nitelendirirken, Deniz Piyadelerinde görev yapmış Indiana Senatörü Todd Young da “Geçmişi veya vizyonu hakkında fazla bir şey bilmiyorum, bu yüzden daha fazlasını öğrenmeyi dört gözle bekliyorum.” ifadesini kullandı. Senato Silahlı Hizmetler Komitesinin kıdemli üyesi South Dakota Cumhuriyetçi Senatörü Mike Rounds da Hegseth’in aday gösterilmesinin kendisi için sürpriz olduğunu vurguladı. Rounds, “Şu anda olumsuz olmayacağım çünkü onun geçmişi ve bu konudaki yaklaşımı hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum. Bu yüzden (Senato onayı için) normal süreç uygulanacak, biyografisine bakmak ve sorular sormak istiyorum.” dedi
North Dakota Senatörü John Hoeven da Trump’ın, Hegseth’i aday göstermesine şaşırmadığını çünkü kendisini “ona yakın hissederek güvendiğini” söyleyerek “Hegseth açıkça inanılmaz yetenekli, harika bir iletişimci. Onu daha yakından tanımayı dört gözle bekliyorum.” şeklinde konuştu. Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson da Hegseth’in yönetime çok şey getireceğine ve “reforma ihtiyaç duyan alanlarda reform zihniyetine sahip olacağına” inandığını kaydetti.
ABD’nin seçilmiş başkanı Trump’ın ekibi tarafından Truth Social adlı platforma yapılan resmi açıklamaya göre, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Gaetz, Senato’dan onay alması durumunda, yeni kabinede Adalet Bakanlığı koltuğuna oturacak. Trump, açıklamasında, “Florida’dan Kongre Üyesi Matt Gaetz’in ABD Başsavcısı olarak aday gösterildiğini duyurmaktan büyük onur duyuyorum.” ifadesini kullandı.
42 yaşındaki Gaetz’den övgüyle bahseden Trump, “Matt, Adalet Bakanlığında acilen ihtiyaç duyulan reformu gerçekleştirmeye odaklanmasıyla Kongre’de kendini gösteren, William&Mary Hukuk Fakültesinde eğitim almış, son derece yetenekli ve azimli bir avukattır.” ifadesine yer verdi.
Trump, Gaetz’in yeni Adalet Bakanı olarak ABD’nin sınırlarını koruyacağını, suç örgütlerini ortadan kaldıracağını ve Amerikan halkının Bakanlığa olan inanç ve güvenini yeniden sağlayacağını belirtti. Donald Trump ayrıca Gaetz’in Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi’nde, Demokrat hükümetin Adalet Bakanlığının bazı icraatlarının denetlenmesi ve sorgulanmasında üstlendiği görevle ilgili de takdirlerini ifade etti.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.