Küresel elitlerin canını sıkan bölgelerden Latin Amerika’da yer alan Peru’nun hükümeti transseksüel ve interseks bireyleri tedaviye muhtac akıl hastaları olarak sınıflandırdı.
22 Mayıs 2024 Ali Ulvi Altınsoy
Arzın üzerinde kurulmak istenen şeytani sistem ve onun en önemli aracı olan cinsel sapıklığın meşrulaştırılması ya da yeni tabiriyle “toplumsal cinsiyet eşitliği”. Toplumsal cinsiyet silahşörleri arkalarındaki trilyonlarca dolarlık kaynaklarla her kulvarda ilerlerken, dünyanın pek çok yerinde normal insanlardan çıkan tepkiler insanlığın genelde hiç hoşnut olmadığını gösteriyor. Bunlardan biri de geçtiğimiz hafta Peru‘da meydana geldi.
Güney Amerika’nın Büyük Okyanus kıyılarında yer alan İnka uygarlığıyla ünlü ülkesi Peru’nun hükümeti, çıkardığı son kararnamede transseksüel (cinsiyetini kendi kararıyla değiştiren) ve interseks (iki cinsiyete de girmediğini iddia eden) vatandaşlarının durumunu artık devlet politikası olarak “akıl hastalığı” olarak sınıflandıracağını açıkladı. Peru Sağlık Bakanlığı bu kararnamenin, ülkedeki halk sağlığı hizmetlerinin “akıl sağlığını iyileştirmeye yönelik tıbbi müdahale yapmasının” yegane yolu olduğunu blidirdi.
Bu kararname, dünyada medya ve uluslararası kuruluşlara hakim olan küresel elitler ve Büyük Reset‘çileri, yani insanın tanımını değiştirmeye çalışan çevreleri çılgına çevirdi. Gerek Peru gerekse dünya sosyal medya ve yayın organlarında, Peru hükümeti suçlanarak, “cinsiyet ve LGBT haklarının son yıllarda sürekli saldırı altında olduğu”, “homofobi, transfobi, toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtlığı” gibi nitelemeler eşliğinde sıralandı. “Homofobi”, sapık homoseksüelleri benimsemeyenler, “transfobi” de cinsiyetini keyfine göre değiştirenlere karşı çıkanlar için yeni üretilen ve medyada kullanılan terimler.
Yakın zamanda yapılan bir hamleyle Peru’lu milletvekilleri okul müfredatlarında okutulan ders kitaplarında “toplumsal cinsiyet eşitliğine” ilişkin atıfları yasaklamıştı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, pek çok kişinin zannettiği gibi toplumda kadın erkek eşitliği anlamına gelmemekte. Eski AK Parti milletvekili mütercim-tercüman Emine Sare Aydın tarafından Türkçemize kazandırılmış, “toplumsal cinsiyet” adı verilen sapıklığın normallikle eşit tutulması ilkesi. Sare Aydın’ın bu bilinçli kelime oyunu yıllar sonra iktidar partisi içinde de fark edilince, bir zamanlar Külliye’den çıkmayan İstanbul Sözleşmesi’nin bu en önde gelen ateşli savunucusu, 2023 seçimlerinde alt sıralardan bile aday olarak gösterilmemişti.
Dünyadaki 195 ülkede de devam eden Küresel Elitlerin bu oyunu Peru’da da sahnede. Küresel baskı gruplarına göre İstanbul Sözleşmesi ve Toplumsal Cinsiyet’in normal cinsiyetlere eşitliği kavramına karşı çıkılması Peru’da aile içi saldırılara ve kadın cinayetlerine neden olmakta. Oysa rakamlar bunun aksini söylüyor. Peru Sağlık Bakanı César Vásquez, medyanın tepkisinden dolayı tartışmayla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyor ve Cumhurbaşkanı Dina Boluarte‘nin yanında yer almakla yetiniyor. Ancak Peru içinde mevzilenmiş küresel güçler cumhurbaşkanını görevden almak üzere bahane üretmek amacıyla Cartier marka pırlanta taşlı bileziğinin neredeyse bir otomobil fiyatına geldiğini, bunun da rüşvet soruşturmasını ve nihayetinde görevinden azledilmesini gerektirdiğini iddia ediyorlar.
Dünyada giderek yaygınlaşan Postmodern Darbeler yargı eliyle veya milletvekillerine baskı kurularak kansız gerçekleştirilmekte. Peru’da da cumhurbaşkanının erkek kardeşi Nicanor Boluarte bu ayın başında hükümet içinde nüfuzunu kullanarak para elde etmek suçlanmış ve tutuklanmıştı. Cumhurbaşkanıysa bu ön darbe girişimine operasyonun karargahı olan emniyet genel müdürlüğü yolsuzlukla mücadele dairesini lağv ederek karşılık verdi. Dina Boluarte, solcu ve sistem karşıtı eski cumhurbaşkanı Pedro Castillo’ya düzenlenen postmodern darbenin ardından 2022’de onun yerine geçmişti. Bu yüzden küreselciler “bizim sayemizde orada oturduğunu unutma” diyerek cumhurbaşkanının sapıklık karşıtı adımlarını ihanet sayıyorlar.
Peru’daki küreselci çevreler alınan kararın, LGBT adıyla bilinen cinsel sapkınların ve “toplumsal cinsiyet” sahiplerinin akıl hastası olarak tanımlanmasının, bu zavallı insanları normalliğe geri döndüren “normalliğe dönüş terapisine” izin vermesi nedeniyle şiddetle eleştirmekte.
Cinsel sapkınlık, sapık yaklaşımlar, ailenin kaldırılması, evlenmenin zorlaştırılması, cinsiyetin ve insanın tanımının değiştirilmesi, küresel elitlerin bütün dünyada insan, aile ve toplumları zayıflatmak, böylece insanlığı kendilerine muhtac kılmak amacıyla kullandıkları yöntemler.
Küresel elitler son 200 yılda faizci kapitalizm ve merkez bankaları sistemiyle dünyadaki para, üretim ve doğal kaynakları kendi ellerine geçirdiler. Bir örnek olarak sadece Rockefeller sermayesine yakınlığıyla bilinen Black Rock yatırım şirketinin tek başına 30 trilyon dolarlara çıkan parası var. Bu parayla bütün Afrika satın alınabilir. Ancak bilgisayarlar üzerinde sayılardan oluşan bu para dünya üzerine mutlak hakimiyet anlamına gelmiyor. Tam hakimiyeti kurmak amacıyla “öğretilmiş çaresizlik” yöntemi içinde insanoğlunu hem bireysel hem de aileler olarak zayıflatmak, bağımlı kılmak, köleleştirmek, böylece yeryüzünde mutlak hakimiyet kurmaya çalışıyorlar.
Son sönemde sapıklığın normalleştirilmesi amaçlı medya, okullar, sanat, siyaset, güvenlik, sivil toplum kuruluşları alanındaki çalışmalar, parayı tamamen ele geçirmiş bu az sayıda küresel elitin insanlığı kendi aklı ve yaratılışından uzaklaştırmak amacıyla finanse edilmekte. Bazılarına göre Ukrayna savaşında Batı desteği ve ambargo yoluyla Rusya’nın baskı altına alınması Putin hükümetinin sapıklığa karşı hamleleri, ardından anayasa değişikliğiyle sapıklığın normalleşmesini tamamen önlemesinin ardından geldi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.