Türki cumhuriyetler, İrani cumhuriyetler ve Pakistan’ı bir araya getiren EİK, yarım milyarlık komşu toplumların işbirliği için önemli adım. Galip Gümüşdere yazıyor.
Türki cumhuriyetler, İrani cumhuriyetler ve Pakistan’ı bir araya getiren EİK, yarım milyarlık komşu toplumların işbirliği için önemli adım.
A. Galip Gümüşdere
Uyananinsan.com 23/10/2023
Türkiye’nin öncülüğünde, Azerbaycan, İran, Pakistan ve Orta Asya cumhuriyetlerinin bir araya geldiği Ekonomik İşbirliği Teşkilatı EİT Dışişleri Bakanları 27. Toplantısı bu ayın 10’unda Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde yapıldı. Müslüman ülkelerin işbirliğinin artırılması gereken kritik dönemde toplanmasıyla anlam da kazanan çalışmaya Türkiye, Azerbaycan, KKTC, İran, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kazakistan temsilcileri katıldı. Türkçe, Farsça ve Urdu konuşan katılımcı Müslüman ülkelerin nüfusu 500 milyonu aşıyor.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya EİT Genel Sekreteri Hüsrev Nazıri, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Tacikistan Dışişleri Bakanı Siraceddin Muhriddin, Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu, Özbekistan Dışişleri Bakanı Bahtiyar Saidov, Pakistan Dışişleri Bakanı Celil Abbas Cilani, gözlemci statüdeki KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Avazbek Atahanov ve İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehdi Safari katıldı. Taliban rejiminin entegrasyon sorunu nedeniyle Afganistan oluşuma katılmadı ancak normalleşme olursa Afganlar da bu topluluğun doğal parçası.
Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in mesajı, 2. Karabağ Savaşı sonrasında yaşanan gelişmeler anlatımı ardından yapılan çalışmaların sonunda EİT dönem başkanlığının Azerbaycan’dan İran’a geçmesi kararlaştırıldı, Fidan Türkiye adına EİT Temiz Enerji Merkezi Tüzüğü’nü imzaladı.
Arap olmayan Müslüman Asya ülkelerinin birliği sayılabilecek bu oluşum Türkleri de İranlıları da birleştirmesi açısından önemli. İran’da İrani halklar, Tacikistan, Afganistan ve Özbekistan’da Tacikler, Afganiler, Türkiye’deki Kürtler ve Zazalar, İrani halklar. Buna mukabil İran’daki Azerbaycaniler, İranlı diğer Türkmen toplulukları, Azerbaycan, Türkiye, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan halkları ve Afganistan’ın kuzeyindeki Türkmen ve Özbekler de Türk. Türk, ve İrani toplumlar en az 3 bin yıldır içi içe ve birbirlerine dayalı yaşamış, aynı zamanlarda İslamiyeti kabul etmiş, ortak kültürel değerlere sahip iki kavim ailesi. Ancak hem bölünmüş halde gerçek dayanışmalarını gösteremiyorlar.
Buna kısmen hem İran hem Türk kültürü altında gelişmiş Pakistan’ı da katmamız mümkün. Pakistan resmi Urdu dili, Arapça etkisindeki Farsça, onun etkisindeki Çağatay Türkçesi, onun etkisindeki Hindistan dili. Pakistanlılar arasında Farsça bilen çok. Pakistanlılar gemilerine Selçuklu komutanları adı verecek, Ertuğrul disini en çok seyredilen dizi yapacak kadar Türkiye’yi kendi ülkeleri kadar seviyorlar. Ayrıca Pakistan 230 milyonluk, nükleer başlıklı füzelere sahip bir doğal kaynaklar ülkesi.
Normalde Türk birliğinden ya da Türk İslam birliğinden bahsederken bunun teknik olarak mümkün olmadığı, arada İran ve Afganistan gibi ülkeler olduğu, bunların engellemesi halinde Turan birliğin oluşturulamayacağı açık. Diğer yandan İrani halkların da Türk devletlerini ekarte ederek birleşme ve dayanışma sağlayamayacağı açık. Şu durumda İran’ın da Turan’ın da ortak çıkarı, güç birliği yapmak, bun ayönelik iki tarafın da birbirine güven oluşturması olmalı.
Tarihe bakılırsa Türkler ve Türklerin Tacik adnı verdikleri İrani kavimler hep iç içe yaşadılar. İskitler Türk mü İran mı net değil, muhtemelen karışım. Selçuklular Türk mü İran mı net değil, o da bir karışım. İran kültürünün etkisi, dilimize abdest, namaz, peygamber dahil İslam dini terimleriyle girip önemli bir ağırlığı olduğu gibi Türkler de yüzyıllarca İrani halkların güvenlik ve idari elitlerini oluşturdular. Eskiden Sünniliğin merkezi olan İran’da Şiiliği, Türkmen Safeviler yaydılar. Bin yıl boyunca bütün İran hanedanları Türk kökenli oldular. Bugün bile dini lider Ayetullah-ı Uzma Ali Hamaney, etnik olarak Azerbaycan Türkü asıllı, Türkçe anadili. Türkiye’nin cumhurbaşkanı yardımcısı, maliye bakanı, dışişleri bakanları başta olmak üzere pek çok kritik noktadaki yöneticisi de Zaza ve Kürt gibi Batı İran halkları kökenli. Her iki kavim en az üç bin yıldır iç içe. Hangisi nerede bitiyor, diğeri nerede başlıyor tanımlamak zor.
Şu durumda Türkiye, İran, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan ve KKTC’nin bir işbirliği ile Türkçe, Farsça ve Urdu dilleri konuşan 550 milyon Müslüman, ortak kültür altında Batı Asya, Güney Asya ve Orta Asya’da küresel ağırlığı olan bir işbirliği platformunu oluşturabilirler. Bunun doğal etkisi Suriye, Lübnan, Filistin, Irak, Bosna-Hersek, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Kafkasya, Kırım, Tatarsitan, Başkurtistan, Doğu Türkistan, Moğolistan, Güney Sibirya’da yaşayan toplumlar üzerinde görülebilir. Bu da küresel bir İslam Birliği’ne giden ilk büyük adım demektir.
Kuşkusuz İran ile Türkiye’nin uyumu kolay değil. Kuşkusuz bu ülkelerin hepsi Milli İrade altında değil, ülkeleri yöneten elitlerin kontrolünde. Kuşkusuz böyle bir birliği engellemek için Rusu, Çinlisi, Amerikanı, İngilizi, Yahudisi, Hindusu durmadan engel çıkaracaktır. Yine de EİT önemli bir adımdır. İslam Kültür Başkenti ilan edilen kurtarılmış Karabağ’ın Şuşa kentinde yapılması da ayrıca manidardır.
Bölük pörçük kaldığımızda uyduruk Siyonist devlet bile Müslümanlara soykırım uyguluyor. Bu nedenle İslam ülkelerini bir araya getiren her adım önemli adımdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.