Atom bombasının 79. yılı anılırken tarihe geçen iki yalan da sorgulanıyor.
5 Ağustos 2024 Uyananinsan.com
ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nın Pasifik cephesinde 6 Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima kentine, üç gün sonra da 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye atom bombası atarak toplamda yarım milyon Japon sivilin ölümüne neden olmuştu. Saldırının 79. yıldönümü yarın törenlerle anılacak.
ABD, dünyada ilk kitle imha silahı kullanıcısı olarak tarihteki kayıtlara geçti. Şu anda ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail’in kendi ürettiği, Türkiye, Belçika, İtalya, Almanya’nın da NATO vasıtasıyla topraklarında bulunduruduğu 12,512 nükleer başlığın onda dokuzu Washington ve Moskova envanterinde. Geçen 79 yıl içinde bir daha atom bombası kullanılmadı ancak Hiroşima ve Nagazaki’deki tahribatın kiloton seviyesinde çok üstünde imha gücünde bombardımanlar Gazze’de Filistinlilere Yahudi devleti tarafından yapıldı.
ABD hava kuvvetlerine bağlı B-29 bombardıman uçağı, 6 Ağustos 1945’te 08.15’te, “küçük çocuk” adını verdiği bombayı 255 bin kişinin yaşadığı Hiroşima kentne atmıştı. Hiroşima’nın yüzde 70’ini yok eden 13.000 TNT kuvvetindeki uranyum bombası, 1,5 km çapında bölgedeki her noktayı düzledi, kent genelindeki 90 bin binanın 60 binden fazlası yıkıldı. Bombanın merkezinde 3 bin derece sıcaklık oluştu. Bugün Hiroşima Barış Anıtı adıyla bilinen atom bombasından geriye kalan kubbe yılda yaklaşık 1 milyon, Nagazaki Atom Bombası Müzesi de 700 bin ziyaretçi ağırlıyor.
Yarım milyon ölüm
İlk anda 80 bin, 1945 yılı sonuna doğru ise 200 bin insan radyasyondan öldü. Çok sayıda kişi tıbbi destek alamadan hayatını kaybetti. Hiroşima’ya yardıma gidenler radyoaktif yağmura maruz kalarak yaşamını yitirdi. Bombanın yaydığı radyasyon sebebiyle sonraki yıllarda da ölümler devam etti ve atom bombasının etkileri uzun yıllar sürdü. Japon yetkililere göre, atılan iki atom bombası nedeniyle toplamda yaklaşık 500 bin kişi yaşamını yitirdi. Japonya’da atom bombasından sonra hayatta kalanlara “hibakuşa” ismi verildi. Bombalar, hibakuşaların vücudunda başta kanser olmak üzere tedavisi zor şekil bozukluğu, ileri düzey yanıklar ve sakatlık gibi hastalıkların yanı sıra uzun süreli psikolojik çöküntülere yol açtı.
ABD, Hiroşima’dan 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945’te saat 11.02’de Nagazaki’ye “şişko” isimli bombayı attı. O dönem nüfusu 240 bin olan Nagazaki’de 74 bin kişi öldü, şehirdeki binaların yüzde 36’sı tamamen yok oldu. Yıllar içinde bu sayı daha daha arttı.
Atom Bombası yalanları
Amerikan propagandası atom bombasını yapılmasının da atılmasının da zorunluluk olduğunu , istemese de bu bomba teknolojisinin dünya savaşını kazandığını yaymaya çalıştı. Haa daha pek çok insan bu yalana inanmaktadır.
Amerikalılar Almanya’nın da bilim adamı Wernher Heisenberg liderliğinde atom bombası yapmaya çalıştığını ve eğer ilk onlar yapıp yarışı kazanırlarsa dünyayı ele geçirebileceklerine lişkin bir yalan ortaya attılar. Bu sayede kitle imha silahı yapımına Manhattan Projesi adı verilen mali ve idari destek buldular. Oysa savaştan sonra esir alınan Alman nükleer bilimcilerin ifadeleri ve onların gizlice dinlenen konuşmalarını deşifresi sonucunda ortada böyle bir bomba projelerinin olmadığı, Alman nükleer programının gemilerde yakıt ya da elektrik üretimi amacını güttüğü, bilimcilerin aealarında konuşurken bomba etkisi üretilebileceğine inanmadıkları, Hiroşima’daki bombaya çok şaşırdıkları ortaya çıktı.
İkinci yalan da Japonya’nın ancak atom bombaları karşısında teslim olduğuydu. Oysa bu da tamamen ABD propagandasıydı. Amerika hava generali Curtis LeMay tarafından yönetilen ağır bir bombardıman kampanyasına zaten Japonya’da tatbik edilmekteydi ve büyük şehirlerde Hiroşima ve Nagazaki’den çok daha fazla insan kayıpları yaşanmaktaydı. Buna rağmen Japonya’daki askeri rejim teslim olma belirtisi göstermedi. Rejim atom bombalarına da aldırış etmemişti. Japonların teslim olmasının tartışmasız tek nedeni, hammaddelerini aldıkları ve kendileriyle müttefik bir ordunun yer aldığı sağlam eyaletleri Kuzey Çin’deki Mançurya’yı günler içinde beklenmedik bir saldırıyla Sovyetler Birliğine kaybetmeleri, en fazla haftalar içinde Sovyet orusunun Kore ardından Japonya’yı kolayca ele geçireceğini anlayarak şartlı uzlaşmayla Amerika’ya teslim olmayı tercih etmeleriydi.
Atom bombaları, İkinci Dünya Savaşı’nın “kırılma noktası” değildir, kullanılmaları zorunlu değildir. Ancak bu iki bomba kitlesel imha silahlarında yarışa yol açmış ve insanlığın yok edilmesine kapı açmıştır.
