Hindistan’ın Yuanistan, İsrail, BAE, İtalya, Suud, Ürdün, AB ve ABD ile kurduğu sürpriz Kuşak projesini Ali Ulvi Altınsoy tehdit olarak niteliyor.
Ali Ulvi Altınsoy
Uyananinsan.com 11/9/2023
Bundan beş asır önce Osmanlı Devleti, Portekiz, ardından İspanya, Hint Okyanusunu ele geçirmek ve Hindistan yolunu açmak için amansız bir askeri savaşlar dizisine girmişti. Okul kitaplarımızda fazla bahsedilmeyen, Hindistan’da, Endonezya’da, Doğu Afrika’da, Arap yarımadasında, Fas’ta devam eden bu ardı ardına deniz ve kara muharebelerinde hedef Osmanlıyı ve Türkleri, o zaman dünya ekonomisinin dörtte birinden fazlasını oluşturan Hindistan ile ticaretten dışlamak, Osmanlı Babür İmparatorluğu hattını kesmek, Hindistan’ın İslamlaşmasını engellemekti. Müslüman Türkler bu mücadeleyi uzun süre sonra kaybedince o zamanlar dünyanın bir numaralı ülkesi olan Osmanlı’nın gücü her geçen yüzyılda azaldı ve geçen yüzyılda tarih sahnesini terketti.
Geçtiğimiz haftasonu yine aynı amaçla bu kez yeni Türkiye’nin yükselişini, Güney Asya ve Güneydoğu Asya Müslüman ülkelerinin gelecekte bütünleşmesini engellemek amacıyla İsrail, Yunanistan, Hindistan ile Batı yanlısı Arap saltanatları Ürdün, Suud ve Emirlikler, ek olarak da İslam karşıtı Meloni hükümetli İtalya bir araya geldiler. Rüya takımda bir Macron bir de Karın Deşen Jak eksik. Paşinyan da diyeceksiniz ama o da projenin bir ucundan tutuyor, Hindistan’ın silahla donatmaya başladığı Ermenistan’ın başında rakip koridorun inşasını engelliyor.
Avrupa Birliği ve Amerika da tabii bunlara destek veriyor. 15 Temmuz’daki rolü, PKK desteği, Türkiye’de yönetimi devirme çabaları ve kendi imalatı Ukrayna savaşıyla bölgeyi karıştırmasının ardından Türkiye’nin Batıda Lloyd George’dan bu yana en azılı düşmanı olan Joe Biden, bu anlaşmayı övdü, oluşmasında kendi katkısını ortaya koydu.
Netanyahu hararetle hafta sonunda imzalanan anlaşmanın kendileri için önemini televizyondan Yahudi vatandaşlarına anlatıyor. Likud lideri ve başbakan, bu anlaşmanın İsrail tarihindeki en büyük anlaşma olduğunu savundu.
Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru adı verilen bu hilkat garibesi anlaşmayla Hindu aşırılık yanlısı BJP rejiminin lideri Narendra Modi’nin planına göre, Hindistan’dan Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dubai ya da Cebel Ali‘ye, oradan Suudi Arabistan üzerinden yeni kurulacak Neom kenti üzerinden Ürdün ve İsrail’e, Haifa üzerinden Doğu Akdeniz’den Türkiye’yi dışlayacak şekilde Yunanistan Pire limanına, İtalya’ya oradan da bütün Avrupa Birliği’ne nakliye yapılacak. Pek çok unsurlu bu hat petrol, doğal gaz, elektrik, hidrojen, veri, mineraller, hammadde ve malları taşıyacak.
G20 zirvesinde, ticaretin artırılmasına, enerji kaynaklarının sağlanması ve dijital bağlantının geliştirilmesi için Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nun kurulmasına yönelik Hindistan, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği arasında mutabakat zaptı imzalandı, koridorun oluşturulmasına yönelik Kasım ayına kadar bir eylem planı hazırlama kararı alındı.
Enerji nakil altyapısını da içerecek olan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’na ilişkin görüşmeler ilgili ülkeler arasında aylardır devam etmekteydi. Bu anlaşmayla Suudi Arabistan’ın geleneksel olarak en yakın ülke olarak gördüğü Pakistan’la bozulan ilişkilerinin düzelmeyecek şekilde kırılması anlamına geliyor. Öte yandan Çin de bu yeni koridorla kendi Kuşak projesinin baltalanmasını, hem de bu yeni ittifaka kendi projesinden ayrılan İtalya’nın katılmasını seyretmekte.
Söz konusu proje, Çin’in bölgedeki ekonomik hedeflerine meydan okuma olarak değerlendirilirken; koridorun Hindistan’ı Güney Doğu Asya’dan Körfez’e, Batı Asya’ya ve Avrupa’ya uzanan ticaret akışı rotası üzerinde sağlam bir şekilde konumlandırması bekleniyor. Proje’de Suudi Arabistan’dan geçen bir demiryolunun yapımı da yer alıyor.
Çin’i zayıflatırken proje Amerika’yı güçlendiriyor. ABD Hindistan’la yakınlaşırken, kendi müttefikleri İsrail, Emrilikler ve Suudlar arasında da başları kuvvetlendirmiş olacak. Biden, Türkiye’ye ihtiyaçlarını azaltırken, yeni üsler ve silahlarla donattığı Yunanistan’ı bölgede daha etkin hale getirmeye çalışıyor. Projeye eğer Trump gelirse onun da destek vermesi beklenebilir ancak Biden’ın devamı ve Rusya’nın tecriti devam ederse gelişmeler Türkiye’yi Çin’le yakınlaşmaya itebilir.
Hindistan sadece bu gelişmeyle değil, Ermenistan’a açık olarak para, silah ve istihbarat yarımı yapmaya başlaması ve Türkiye Azerbaycan koridorunu kesme çabasıyla da Ankara’yı tehdit etmeye devam etmekte. Modi, Ankara’nın Türkiye, Nahçıvan, Zengezur Koridoru, Azerbaycan, Hazar, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Çin karayolu, demiryolu, boru hattı fikrinin bir kopyasını yaparken, Türk Birliği anlamına gelecek ve hasımları Pakistan’ı, Çin’i çok güçlendirecek bu Türkistan bütünleşmesini de Ermenilere “sakın Zengezur’u açmayın size her tür silah ve para yardımı bizden” diyerek baltalıyor.
Tabii İsrail ‘in de desteğiyle. İsrail bir yandan Azerbaycan’ın en büyük dostu rolü oynarken bir yandan da Azerbaycan’ı ve Türkiye’yi bağlayan “Turan” anlamına gelen Zengezur’u Siam İkizi kardeşi Hindistan’a baltalatıyor.
Hindu-Yahudi-Hristiyan koridorunun inşasıyla İslam dünyası ve Ortadoğu kelimenin tam anlamıyla “içinden tren geçen ümmete” dönecek. Kuran-ı Kerim’de İsrail-Hindistan ittifakı, Müslümanların en azılı düşmanlarının Yahudiler ve Hindular olacağının yazılmasıyla (Maide Suresi 82. ayet) beklenmesi gereken bir durumdu. Yarım milyarı aşkın nüfusuyla Türkiye, Mısır, İran ve Pakistan devletleri, Batı illeri karakolları Siyonistler, Suudlar, Haşimi-İngiliz ailesi ve Naheyanlar tarafından tamamen dışlanmakta.
Biden, Modi, Ursula von der Leyen‘in yansıra Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman da projeyi imzaladıktan sonra öve öve bitiremedi. Oysa tek amacı İslam’ı silmek olan Siyonistler, Hindular ve Batılı güçlere rağmen İslam ülkeleri bir araya gelerek kendi şartları dahilinde bir kuşak oluşturabilirlerdi. Kuşkusuz bunu sağlayacak İslam Birliği yanlısı liderlerden Mahatir Muhammed‘in 2021’de, İmran Han‘ın 2022’de postmodern darbelerle tasfiyeleri Amerika’nın ve Hindistan’ın işini çok kolaylaştırdı.
Türkiye’nin zaman kaybetmeden bütün gücüyle bu projenin dışında kalan Endonezya, Malezya, Bangladeş, Pakistan, İran, Mısır, Nijerya‘yı bir küresel koridor gibi yeniden bir araya getirme sorumluluğu var. Aslında bu 25 yıl evvel tasarlanmış ve yürürlüğe konmuştu da. Ancak son başarılı CIA darbesiyle 1997’de durduruldu.
Necmettin Erbakan‘ın 1 milyar 300 milyonluk nüfusu ve muazzam kaynaklarıyla D-8’ler birliğini gerçekleştirmek, Türkleri toparlamak, İslam ülkelerini ortak çıkarlarda bir araya getirmek, kim olursa olsun Türkiye’yi yönetenlerin artık 21. yüzyıldaki tek hedefi olmalıdır.
Ümmet olarak Hristiyan’dan Yahudiden dayak yemeye zaten alıştık. Darbe, işgal manyağı olduk. Artık Müslüman ülkede atom patlasa dönüp bakmıyoruz bile, “o da kaşınmasaydı koskoca Batı’ya diklenilir mi” diyoruz. Ama şimdi Hindusu mindusu baktı biz dağınığız, 50 ülke 1001 parçayız, gemi azıya almış, dörtnala geliyor. İneğe tapanlar Doğu Akdeniz’de Kafkaslar’da bize posta atmaya geliyor.
Birlik olmazsak iki milyar Müslüman rezil olmaya devam ederiz.
Haftasonundaki yeni Hind-Avrupa kuşak projesi bunun habercisi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.