Bu yılki hac döneminde de yüzlerce ölüm yaşandı. Faik Emre Özdemir yazıyor.
19 Haziran 2024 Faik Emre Özdemir
Sıcaklıkların 50 dereceyi aşması ve önlem alınmaması nedenleriyle Mekke’de bu yıl da ağır ölüm sayısı var. Çok daha artması beklenen rakamlara göre en az 1000 Müslüman hacı hayatını kaybetti. Bugün bu rakamın daha önce belirtilen 577’yi aştığı ve yükseldiği belirtilmekte. Ölenlerin en az 628’inin Mısırlı olduğu ifade ediliyor. Ölüler arasında Ürdün, Endonezya, İran ve Senegalliler de var. Suudi yetkililer binlerce kişinin sıcak stresi nedeniyle tedavi edildiğini bildiriyor. Bu yıl bir milyon sekizyüz milyon hacı kutsal topraklara geldi.
Beklenmedik derecede yüksek ölüm sayısı Müslüman canının ucuz olduğu konusunda yakınmaları alevlendirdi. Hacılar yol kenarında ölümü bekleyen hareketsiz bedenlerden, ambulans hizmetlerinin çoğu zaman eksik kaldığından yakınıyor. Suudi yetkililer hacılara şemsiye kullanmalarını, bol su içmelerini ve günün en sıcak saatlerinde güneşe maruz kalmamalarını tavsiye etse de hac ibadetlerinin çoğu, gündüz saatlerinde dışarıda kalmayı gerektiriyor.
Geçen yıl da çoğu Endonezyalı yüzlerce hacının öldüğü bildirilmişti. Bir Suudi araştırması, hac ibadetinin iklim çöküşünden giderek daha fazla etkileneceğini ifade ediyor. Mekke’deki Mescid-i Haram’da sıcaklık 51,8 derece santigrada erişmiş.
Ülkelerinin müdahalelerini koordine eden diplomatlar, ölenlerin en az 323’ünün Mısırlı olduğunu, bunların çoğunun sıcaktan kaynaklanan hastalıklara yenik düştüğünü, kalabalığın küçük bir çarpışması sırasında ölümcül yaralanan biri dışında hepsinin sıcak nedeniyle öldüğünü belirtiyor. Toplam ölü rakamı Mekke’nin El Muaysem hastanesi morgunda 577’ye çıkmışken ülkeler tarafından bu sayının 1081’i aştığı beirtildi.
Tek bir hac sırasında bile Müslümanlarla Mekkeli Müşrikler arasında yıllarca süren Bedir, Uhud, Hendek savaşları gibi bütün muarebelerdeki yüzün altındaki sayıdaki şehitten daha fazla Müslümanın hayatını kaybetmesi, Müslüman hayatına verilen değerin bir göstergesi.
Bu denli yüksek sayıda ölümün kabullenilmesi, vaka-i adiyeden sayılması, haberlerde yer almaması ve Suudi hükümetinin bundan sorumlu tutulmaması ümmetin en yüksek gelirli ülkesinde, en güvenli koşullar altında, en fazla denetimin olduğu ve bütün sağlık koşullarını sağlanabileceği bir koşulda bir Müslüman hayatının değersizliğini göstermekte.
Kendi kutsal mekanında yüzlerce binlerce ölümü göremeyen bir ümmetin Gazze’de her gün aynı sayıda kadın çocuğun katliamını önemsememesi de doğal.
Ölümlerin büyük bölümü kayıt dışı hacılardan ve özellikle de Suudi Arabistan’ın 110 milyonluk komşusu Mısır kökenli hacılardan kaynaklanmakta. Bunlar kayıt dışı olduklarından klima hizmetlerinden yararlanamıyorlar.
