Erbakan’ın D-8 girişiminin canlandırılma zamanı gelmiştir. Erdoğan bunu gerçekleştirmek için adımlar atmalıdır.
14 Haziran 2024 Faik Emre Özdemir
8 Haziran’da İstanbul’da Gazze başlığıyla düzenlenen Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na ilişkin zirve, teşkilatın tarihi açısından, kritik küresel sorunları ele alan ilk siyasi toplantı olması açısından önem taşıyor.
Örgüt Necmettin Erbakan’ın iktidara gelir gelmez başlattığı trafiğin sonucunda 1997 Haziran’ında Nijerya, Pakistan, Endonezya, Bangladeş, Malezya, İran, Türkiye’nin devlet ve hükümet başkanları ile Mısır’ın sadece hükümet başkanının katılımıyla Dolmabahçe Sarayı’ndaki imzalarla kurulmuştu. Ancak 28 Şubat darbesi ardından örgütün işlevleri donduruldu ve AK Parti döneminde hafif hareketlenmeler yaşansa da ciidi bir ağırlığa ulaşamadı.
İslam Birliği yanlısı yaklaşımları olduğu öne sürülen eski MİT başkanı ve mevcut Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise D-8 konusunda adımlar atmaya çalışıyor. 21. yüzyılda ülkeler tek başına ulus devletler olarak çaresiz, ayakta kalmak için ittifaklar oluşturmak zorunda.
Daha önce D-8’in tıpkı AB gibi muazzam bir ekonomik güce dönüşmesi planlanmaktaydı ancak dünyada hakimiyet peşinde olan küresel elitler art arda bazı önlemlerle Erbakan’ın şok dalgaları yayan girişimini durdurmuşlardı.
1997 yılında imzanın ardından bu imzayı atan 7 lider de yerinden oldu. Türkiye başbakanı Erbakan‘a karşı 28 Şubat, Nijerya lideri Sani Abaça‘nın zehirlenerek ölmesi, Bangladeş lideri Şeyh Hasina‘nın alaşağı edilmesi, Endonezya lideri Suharto‘nun askeri darbeyle indirilmesi, Pakistan lideri Navaz Şerif’e askeri darbe düzenlenmesi, İran cumhurbaşkanı Rafsancani‘nin koltuğunu kaybetmesi ve Malezya lideri Mahatir Muhammed’in ihanete uğraması ardından gücünü ve nihayet iktidarını kaybetmesi ile yeri sağlam görünen bütün liderler bir kaç yıl içinde tasfiye edilmişti. Yalnızca imza için İstanbul’a gelmeyi reddedip başbakanını gönderen Mısır cumhurbaşkanı Mübarek 13 yıl daha gücünü korumuştu.
Gösterişli tasfiye operasyonunun ardından onların yerine geçenler D-8’i gerçek konumuna getirmeye cesaret edemediler. Dört yıl önce Pakistan başbakanı İmran Han ve 95 yaşında yeniden başbakan olan Mahatir Muhammed İslam birliği girişimi için Erdoğan’la da paslaşarak ilerliyorlardı ancak her ikisi de kısa süre içinde biri darbe diğeri yine ihanet sonucu iktidarlarını kaybettiler.
İslam birliği kavramı sadece ekonomik bir şekilde bile olsa, küresel elitlerin asla izin veremeyecekleri en hassas kırmızı çizgileri. Bu eşik aşıldığındaysa – ki mutalaka aşılacak – insanlığın refahı ve saadeti kaçınılmaz.
D-8 organizasyonu Erbakan’ın tasarladığı şekilde büyük projelerin tek tek ülkeler tarafından yürütülemeyeceği, bunların birlikte üstlenilmesi gerektiği prensibine dayalıydı. Örneğin büyük gövdeli yolcu uçakları 8 ülkenin katkılarıyla yapılacak ve bunun merkezi Endonezya olacak, ilk aşamada bir tarım ilaçlama uçağı üretilmesinde uzlaşılmıştı. Faize ve dolara dayanmayan bir bankacılık ve finans sistemi geliştirilecek, bunun merkezi Malezya olacaktı. Elektronik ve genel teknoloji gelişiminin merkezi İran olacaktı. Petrokimya endüstrileri ve rafineriler birlikte geliştirilecek ve bunun merkezi Nijerya olacaktı. Sanayi ve sağlık sektörü Türkiye merkezli, ticaret ve pazarlama sektörü Mısır merkezli, tarım, balıkçılık ve yerel yöntemlerin geliştirilmesi Bangaldeş merkezli, insan kaynaklarıu ve eğitimin gelişimi de yine Endonezya merkezli olacaktı.
Ancak projeler çeyrek asırdan fazladır beklemede.
Gelişen 8 ülke D-8 Teşkilatı Genel Sekreteri Isiaka Abdulkadir İmam, Nijeryalı bir diplomat, kıdemli büyükelçi. Bu yıl, başta ticaret ve gençlerin ekonomik olarak güçlendirilmesi olmak üzere çeşitli sektörlerde elde edilen önemli başarılarla D-8 organizasyonu için özellikle dikkate değer bir yıl olduğunu belirtmiş.
Üçüncü D-8 Ticaret Bakanları Konseyi, Gayriresmi D-8 Ticaret Bakanları Konseyi toplantıları, üye devletler arasında daha sorunsuz ve sağlam ticari ilişkilerin kolaylaştırılmasında D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması için Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması Protokolü’nün imzalanması, özel sektör temsilcileri ve iş dünyası dernekleriyle kapsamlı ilişkiler kuulması büyükelçiye göre ciddi ilerlemeler.
Türkiye Dışişleri Bakanlığının Gazze’deki durumu görüşmek üzere İstanbul’da düzenlediği Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı, Bangladeş Dakka’da 21 Mayıs’ta düzenlenen Birinci D-8 Gençlik Bakanları Toplantısı örgüt tarihinde ilkler arasında.
Gazze Şeridi‘nde ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin halkına yönelik acımasız ve insanlık dışı işgalci rejim saldırılarını “en güçlü şekilde kınıyoruz” ifadelerine yer verilen Gazze bildirgesinde acil ateşkes çağrısı yapıldı, Gazze’de bir BM mekanizması kurulmasını talep eden BMGK kararına uyulması çağrısında bulunuldu, siyonist devlet de Refah’taki Filistinlilerin imhasına yol açabilecek yaşam koşullarına maruz bırakan eylemlerini derhal durdurmaya çağrıldı.
Bununla birlikte ana projeler konusunda henüz Erbakan’ın dev adımlarını göremiyoruz. Onun gösterdiği prensipler çerçevesinde şunları başlatmamız gerekiyor:
Bir milyar iki yüz milyonluk nüfusu ve on trilyon doların üzerine satınalma gücüne bağlı yıllık gayrisafi milli hasılası olan bu sekiz ülke öncelikli olarak birbirinden alışverişi tercih etmeli, otomobilleri, telefonları, enerjiyi, gıdayı, silahları, borçları birbirinden almalı, 21. yüzyılda bir güven ortamı oluşturmalıdır.
Zamanla diğer Müslüman veya gayrimüslim ülkeler de buna katılacaktır.
Erdoğan Erbakan’ın başlattığı bu projeyi gerçekleştirmek için adımlar atmalıdır. Son döneminde bunu yapıp yapmaması, çaba gösterip göstermemesi hem 21. yüzyılın şeklini şemalini hem de gelecekte onun tarihteki yerini belirleyecektir. Bir yandan da D-8’i Türkiye’nin stratejik ana projesi haline getirmeli, devlet politikası yapmalı, onun yerine kim gelirse gelsin bunu sürdürmesini temin etmelidir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.