Yeni kurulan Netanyahu hükümeti, vatandaşlığı olanlar da dahil ezilen Filistinli azınlığın haklarını ele alacak tasarıyla etnik temizliğe hazırlanıyor.
Yahudiler’in yarı yarıya nefret ettikleri, yolsuzluklarıyla ünlü, Bibi lakaplı şahin başbakan Binyamin Netanyahu, Siyonist rejimin bugüne kadarki en sağcı hükümetini başlatıyor. 60 sandalyeli Parlamaneto Knesset, ırkçılığa tahrik ve terörü desteklemekten mahkum olan Itamar Ben-Gvir adlı ulusal güvenlik bakanına benzeri görülmemiş yetkiler veren yasa tasarısını hazırladı. Gelecek dönemin başbakanı, hedefleri yargı sistemini zayıflatmak ve Filistin topraklarının işgalini daha da sağlamlaştırmak olan aşırı sağcı aşırılık yanlısı kişilere kabine pozisyonları vermeyi planlıyor. Gelecek politikaların bir işareti olarak, Yahudi Gücü partisinin ateşli başkanı Arap haham Meir Kahane Itamar Ben-Gvir’in polis üzerindeki yetkisini büyük ölçüde genişletecek bir yasa tasarısını kabul etti.
Netanyahu, uluslararası eleştirileri yatıştırmak amacıyla son röportajlarında politikayı aşırı uçtaki fanatik koalisyon ortaklarının değil, Likud partisinin belirleyeceğini söyledi. Bununla birlikte, bazı temel meselelerde artık Likud milletvekilleri ile Ben-Gvir arasında ideolojik olarak çok az fark var. 2005’ten bu yana en kanlı yılın ardından İsrail-Filistin çatışmasının büyüyeceğine dair korkular büyüyor.
Haham Meir Kahane, İsrail sisteminin Yahudi şeriatına dayalı bir sistemle değiştirilmesini savunuyor. Irkçılığa tahrik ve terörü desteklemekten suçlu bulunan Ben-Gvir, kampanya sırasında Kahane’nin bazı tutumlarından vazgeçtiğini söyledi – ancak çoğunluk bunu daha fazla seçmene hitap etmek için bir takiye söylemi olarak niteledi. Bazı uzmanlar Netanyahu’nun müzakereler sırasında benzeri görülmemiş yetkiler verdiği radikal partileri dizginlemezse, ortaya çıkan hükümetin Siyonizmin dünyadaki imajı için “bir felaket” oluşturacağını iddia ediyorlar. Siyasi analistler, eğer Bibi partileri dizginlemeye çalışsa bile ülkenin yine de “uzun vadeli bir felaket” yolunda olabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca Müslüman Araplara karşı daha fazla Siyonist yerleşimci şiddeti tahmin ediyor.
Bazı insan hakları savunucularına göre yeni yasa tasarısı işgal altındaki Batı Şeria’da militarize edilmiş polis birimleri tarafından Filistinlilerin kolayca öldürülmesine kapı aralıyor. Ayrıca, liberal Yahudiler ve Arap İsrail vatandaşlarının potansiyel istismara maruz bıraktığını söyledi. Tasarı geniş kapsamlı olduğundan bakana sınırsız yetki veriyor. Tasarı 63-53 oyla Knesset meclisinden geçti.
Yasada “sadakatsiz” İsrail vatandaşları diye geçen terim Yahudi devletinde yaşayan %20 oranındaki Müslüman Araplardan bahsediyor. Ben-Gvir, sağın İsrail’deki Arap topluluklarında ciddi bir iç güvenlik krizi olduğunu söylediği durum karşısında görevini “düzen” oluşturmak için kullanacağına söz vermişti. Dolayısıyla Müslüman Arap vatandaşlar istendiği anda vatandaşlıktan atılabilecek.Merkez partisi Yeş muhalif milletvekillerine göreyse, gerçekte, yetkileri komiserden alıp Ben-Gvir’in ellerine veren yasa tasarısı, Netanyahu’nun yeniden iktidara gelmesi nedeniyle hızla kötüye giden bir Siyonist devlet yapısının göstergesi.
Likud partisi ve ortakları tarafından lanse edilen değişiklikler arasında, Knesset’e yüksek mahkeme kararlarını geçersiz kılma yetkisi veren bir yasa da yer alacak. Bu, olası polis ihlallerinin kurbanlarının hiçbir korumaya sahip olmayacağı anlamına gelebilir. Siyonist işgal devletinde nüfus artışı aşırılık yanlısı kesimlerde olduğundan hükümetler giderek fanatik hale geliyor.
Bazı gözlemcilere göre bu olumluç Eskiden Yahudi devleti hükümetleri son derece liberali sosyal demokrat, sözde medeni bir amaj vererek, yaptıkları katliam ve hukuksuzlukları saklıyabiliyorlardı. Şimdi bunların aleni yapılması, dünyayı, özellikle de İslam dünyasını bilinçlendirmek için olumlu sonuçlar doğurabilir.
Siyonist rejim kontrolünde iki farklı Filistinli yapısı var. Birincisi işgal altındaki topraklarda yaşayan, bütün haklardan mahrum ve adım adım toprakları ellerinden alınan, fanatik yerleşimcilerin gelişigüzel cinayetleri altında yaşamını sürdüren Batı Şeria, Doğu Küdüs ve Gazze Filistinlileri. İkinci grupsa İsrail vatandaşı olarak kabul edilen ve Akdeniz sahilinde yaşayan Filistinliler. Yasa, bu ikinci grubun da haklarını alacak şekilde düzenlendi.
