Balkanlardaki kesintinin bize öğrettikleri

22 Haziran 2024  Burhanettin Akbora  Uyananinsan.com

Perşembe ve Cuma günü boyunca Balkan ülkeleri Arnavutluk, Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Karadağ da dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ve tatil beldesinde kapsamlı elektrik kesintileri yaşandı. Balkanlardaki 400KW’lık gerilim hattının patlaması sonrasında elektrik kesintilerinin tüm Balkanlar’a yayıldığı bildirildi.

Karadağ

Elektrik kesintileri Karadağ’da başladı. Karadağ Elektrik İletim Sistemi (CGES) ağında kesinti olduğu belirtildi. Turizm ülkesi Karadağ’da Trafik ışıkları bile söndü. Başkent Podgoritsa’da kavşaklarda orman kanunu işlemeye başladı. 40°C’lik bunaltıcı sıcakta yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle tramvaylar, asansörler ve klimalar işlemez oldu. Bunun ardından komşu ülkeler Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Arnavutluk’a sıçradı.

Arnavutluk

Arnavutluk’ta Tiran, Durrësi, Lezha, İşkodra, Kukësi, Saranda ve Elbasani’de elektrik kesintileri bildirildi. Ülkenin anayasa mahkemesinde bile ışıklar da söndü. Enerji şirketi OSHEE Arnavutluk’un başkenti Tiran’da elektriğin tamamen kapanacağını duyurdu.

Hırvatistan

Hırvatistan’ın Akdeniz kıyısı Dalmaçya’da da yerel saatle 12.30 sıralarında büyük bir elektrik kesintisi yaşanırken, turizm merkezleri Dubrovnik ve Konavle’nin tamamı elektrik kesintisine uğradı. Ülkenin ulusal elektrik şebekesi HEP, yabancı ülkeleri suçladı ve sorumluluğu üzerinden attı.

Bosna-Hersek

Bosna Hersek’te de elektrikler ülke çapında kesildi. Ülkede yaygın bir elektrik kesintisi geleneği olmadığından ve pek çok noktada jeneratör bulunmadığından bunun sonucunda krizler yaşandı.

Ülkemizde de mahallelerde, ilçelerde, hatta illerde kısa elektrik kesintilerine, önceden haberverilen bakım onarım çalışmalarına alışığız. Ancak ülkelerin komple elektriğinin kesildiğini ilk kez bu olayla görüyoruz. Dahası bir ülke de değil olduğu gibi dört ülkeyi kapsayan bir bölgesel elektrik kesintisine şahit oluyoruz.

Bu gelişme bize iki noktayı düşündürüyor.

1. nokta: “Great Reset” ayak sesleri

Birincisi, merkezleşme konusunda aşırı ileri gidilmesi. Her şeyin merkezi kurumlardan, çokuluslu kaynaklardan alınnması, üretimin yerel, mahalli değil büyük boyutlu dağıtım şebekelerine bağımlı noktalardan yapılması her zaman insanlık için tehlike arz etmektedir.

Otomobil ve her tür ulaşımın elektriğe dayandırılmaya çalışıldığı, tarımın merkezi tohum dağıtımıyla ve merkezi kimyasal maddelerle yapıldığı, hayvancılığın ortadan kaldırılarak suni ete yönlenmenin başladığı, insanlığın evde, mahallede, köyde, kendi bilgileriyle üretmeyi tamamen unuttuğu bir çağa giriyoruz. Eskiden bir evde bütün besinler uzun süre saklanacak şekilde hazırlanabilir, insanların giysileri ev halkınca dikilebilir, hatta evler halk tarafından inşa edilebilirdi. Asgari ölçülerde yaşamanın ve üretmenin bilgisi herkeste vardı. Ancak bugün haşamak için merkeze, devlete, çokuluslu şirketlere bağımlıyız.

Elektriğin bir anda kesilmesi, geri gelmeyecek şekilde gitmesi gelecekte bizi bekleyen tehlike. Bu belki küresel baskılar, örneğin gereken LGBT kanunlarını çıkarmamak sonucu başlatılan bir ambargoyla, bir savaşla, EMP şokuyla, siber saldırıyla ya da enerji şirketlerinin kötü yönetiminden kaynaklanabilir. Ancak kömür ve petrolün ortadan kalktığı, insanların klimasız yaşayamadığı bir dünyada tek bir tuşla yüzmilyonları iptal etmek mümkün.

Bu Great Reset çağının “Kabullenilmiş Çaresiziği“, yaşamsal bir tehlike olarak önümüze çıkmakta.

2. nokta: Yüzyıl geçmesine rağmen

İkinci nokta ise bizdeki Batıcı kesimlerin “enkaz devraldık, Osmanlı öyle kötüydü ki hala onun bıraktıklarıyla uğraşıyoruz” edebiyatının daha da kuvvetli bir sürümü olan Balkanlardaki dırdır. Beşyüz yıl Türkler hükmettikleri için medeniyeti yaşayamıyoruz söylemi Yunanistan’dan Hırvatistan’a kadar bütün Balkan ülkelerinde sık sık dile getirilir.

Oysa Balkanlar 1878’de yarı bağımsız, 1912’de de tamamen bağımsız oldular. Bizim olmadığımız 112 sene geçti. Bu dönem içinde giyim, kuşam, zihniyette Batı medeniyetini tamamen benimsediler. Artık bizi suçlayamazlar.

Değil 112, bazı ülkeler 10, 20 yıl içinde sıçaramalar yapabiliyor. Ancak Balkanlar’da hala yollar dökülüyor, sistem felaket, altyapı rezalet, siyaset komedi. Karadağ, Arnavutluk, Bosna ve Hırvatistan’daki toplu elektrik kesintisinin sorumlusu Osmanlı olamaz.

Balkan ülkelerinin becerebildiği en iyi şey, Batı Avrupa veya Türkiye’ye sporcu yollamak ya da gençlerini asimile olmaları için işçi olarak Avrupa’ya göndermek. Bir de iliklerine kadar sömüren bankalara faiz yetiştirmek, ülkenin ne kaynağı varsa satıp borcunu ödemeye çalışırken köleleşmek.

Hani her şeyin sorumlusu Müslümanlardı, Osmanlıydı. Yüz yıl geçti. Hala ameliyathaneyi aydınlatamıyorlar, 8. kat asansörde mahsur kalıyorlarsa bunun sebebi onlara beşyüz yıl birinci sınıf vatandaş muamelesi yapan Osmanlı mı?

Ülkelerindeki geri kalmışlığı Türkleri ağzından düşürmeyen Müslüman düşmanı Balkan Hristiyanlar oturup düşünmeli. Bizdeki Batı hayranlarının yerel şubesi olan, sayıları az da olsa sesleri çok çıkan beyni yıkanmış Türk karşıtı yerel Müslümanlar da düşünmeli.

Bizim arızalı, ah keşke Hristiyan olsaydık ne zengin müreffeh olurduk diyen akılsızlar kadar değilse de onlar da hatalı.