Bu Hamas’ın kesin zaferidir

Yazarımız Faik Emre Özdemir bir buçuk yıl ardından yapılan ateşkes anlaşmasının Hamas’ın zaferi, Netanyahu rejiminin ise yenilgisi olduğunu nedenleriyle açıklıyor.

Bu Hamas’ın kesin zaferidir
Son Güncelleme: Whatsapp

19 Ocak 2025   Faik Emre Özdemir

Katar’da imzalanıp 19 Ocak’ta yürürlüğe giren Hamas ile işgalci rejim arasındaki anlaşma, Gazze merkezli direniş hareketi ve genel olarak bütün Filistin için bir zaferdir. 50 binden fazla şehit 200 binden fazla gazi verilmesi, Gazze’nin çoğunun moloz yığınına dönmesinden dolayı buruk bir zaferdir, bedeli ağır bir zaferdir, ama zaferdir.

Bir savaşta kazananın kim olduğu iki tarafın başlangıçta ne hedefleyip ne elde ettikleriyle belirlenir. Başta iki tarafın ne hedeflediklerini açık olarak söylemelerinden dolayı, bunlara bakıp sonuçla karşılaştırıp kolayca kazananı saptayabiliriz.

Hamas 7 Ekim 2023 AksaTufanı hareketiyle dört hedef belirlemişti.

Birincisi o günlerde her an gelmekte olan Suudi Arabistan İsrail barış anlaşması ve ilişkilerin normalleşmesinin önüne geçmekti. Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşmesine Hamas en sert şekilde karşıya çıkmış ancak sesini dinletememişti. En güçlü ve zengin Arap ülkesinin bu hamlesi Filistin direniş hareketini bitirebilirdi. Savaş ile bu girişim sadece sekteye vurulmakla kalmadı, aynı zamanda ilişkileri normalleştirmiş Arap ülkelerinin daha da yakınlaşması durduruldu, işler tersine döndü.

İkincisi Siyonist rejimin insan hakları ve hukuka aykırı biçimde kaçırdığı, yargılanmadan hapislerde çürümeye terk edilen binlerce mahkumdan önemli bir bölümünün serbest bırakılmasıydı. Aksa Tufanı operasyonunda ele geçirilen çoğu asker Yahudi rehinelerin elde tutulmasının temel amacı hapisanelerdeki mahkumlarla takas edilmeleriydi. Savaşın ardından bunun büyük ölçüde gerçekleştiğini, her işgalci rehine için 30-50 arası Filistinli mahkumun salınacağını görüyoruz.

Üçüncüsü fanatik hahamların ve Siyonist aşırıların topluca işgal edip bugun yarın harem şerifin içindekileri yakıp yıkmak ve kendi tapınaklarını dikmekle tehdit ettikleri Mescid-i Aksa’daki hain tecavüzlerin büyük ölçüde sona ermesiydi. İki milyarlık İslam alemi derin uykusundan kalkmadığı için Mescid-i Aksa hala tehdit altında. Ancak Aksa Tufanı ardından bu tecavüzler azaldı, Müslüman aleminin odağı Yahudi devletine odaklandı, Siyonist rejimin bir girişimin yapılması zorlaştı.

Dördüncü hedefleriyse Hamas’ın ve müttefiklerinin bir savaşta Tel Aviv rejimine ağır kayıp verdireceği, Siyonist işgal ordusunun beklendiği gibi güçlü olmadığı, İslam ülkeleri biraz birlik olsa kolayca yenilgiye uğratılabileceğinin gerek ümmete gerekse düşmanlara anlatılmasıydı. Bir günde İsrail’in içine sızıp, efsanevi gibi sunulan istihbaratlarını alaşağ edip, kasabaları kentleri kontrol altına alıp, binlerce silahlı polis, komando, özel kuvvet, istihbarat görevlisi, güvenlik elemanı ve çok sayıda subayı esir alan, silaha sarıldıklarında etkisizleştiren Hamas kuvvetleri, bütün gücüyle saldırmasına rağmen Yahudi devletinin Gazze’yi karadan ele geçirmesine izin vermeyen direniş güçleri, Kızıldenizi kapatabilen ve yerleşim yerlerini korku içinde füze yağmuruna tutan Yemen’deki Husiler, işgal ordusunun Lübnan’da ilerlemesine izin vermeyen Hizbullah, kendisine yapılan her müdahaleye füzelerle cevap veren ve ciddiye alınacak bir karşı cevap görmeyen İran, Tel Aviv’in kahredici bir askeri güç olmadığını İslam alemine açık olarak ortaya koydular.

Dört hedefinin hepsine erişen Hamas, verdiği ağır kayıplara, acı insani trajediye rağmen açık bir zafer kazanmıştır.

Netanyahu ve yanındaki insanlık dışı fanatikler ise soykırım girişimlerinde sadist zevk alarak döktükleri Müslüman kanı dışında hiç bir amaçlarına ulaşamadılar. Birincisi, Gazzelileri tamamen Gazze’den Mısır’a sürme vaadleri başarısız oldu. Gazzelilerin ezici çoğunluğu mukaddes yerlerinde kalmaya devam ettiler. İkincisi, Gazze’yi tamamen ele geçirme vaadleri başarısız oldu. Belirli noktalar dışında bir hakimiyet sağlayamadılar. Üçüncüsü, koalisyon partilerinin Gazze’de yeniden Yahudi yerleşimleri kurma vaadleri de hüsrana uğradı. Tek bir yerleşim yeri bile kurmaya cesaret edemediler. Dördüncüsü, Netanyahu rejiminin önce Hamas’ı bitirip ardından da Hizbullah’ı bitirmek ve tamamen konuyu kapatmak vaadleri de tutmadı. Hizbullah elindeki füzelerin büyük bölümünü daha büyük bir savaş için koruyor. Beşincisi, Netanyahu’nun İran’ı devreden çıkarma ve yakında Tahran’daki rejimi değiştirme iddiaları da tutmadı. İran aksine dokunulmaz bir konuma geldiği gibi istediği an İsral’i bombalayacağını da dünyaya gösterdi. Bu yeni gelişme de Yahudi devleti için korkunç bir durum ortaya koymakta.

Kısaca Hamas bütün hedeflerine erişti, kanlı Siyonist rejim ise Netanyahu’yu biraz daha iktidarda tutmak dışında hiçbir hedefine erişemedi.

Bu, ağır bedeli olsa da net bir Hamas zaferidir.

 

 

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

canlı casino siteleri papyonshop.com ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat deneme bonusu veren siteleri canlı casino