Yazarımız Faik Emre Özdemir, Siyonist devlette son 4 yıldaki düzenlenen 5. seçimde Filistin partilerinin ülkenin siyasetini belirleyebilecekken bölünme nedeniyle etkisiz kalmalarını anlatıyor.
Faik Emre Özdemir
Yahudi devletinde seçim kampanyası büyük dönüş peşindeki eski başbakan Netanyahu’nun destekçileri ile muhalifleri arasında sürerken, Batı Şeria ve Gazze haricindeki nüfusun beşte birini oluşturan İsrail vatandaşı Filistinliler, ortak bir ses yerine bölünmüş durumda. Nisbi temsil sistemin bulunduğu ülkede rahatça 120 sandalyeli İsrail parlamentosu Knesset’te 25 milletvekili çıkarabilecekken, bu bölünmeler ve iç çekişmeler nedeniyle bunun yarısına bile ulaşamıyorlar.
Milletvekili adayları, Netanyahu’ya destek verenler ve yeniden yönetime gelmesini istemeyenler şeklinde ikiye bölünmüş durumda. Yarın 1 Kasım’da yapılacak erken genel seçimler için Bibi olarak bilinen eski Başbakan Binyamin Netanyahu’yu destekleyenler ve muhalifleri arasındaki rekabet kıyasıya devam ederken iki rakip cephe Netanyahu’yu destekleyen blok sağ eğilimli partilerden, Değişim Bloku adındaki muhalefet bloku ise anti-Bibi sağ partiler ve diğerlerinden oluşuyor.
Binyamin Netahyahu liderliğindeki Likud, geleneksel Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği partileridesteği alırken Dini Siyonizm partisi de kendisinin desteğine geldi. Bunlar en az 59 sandalye kazanacak gözüküyor. İktidar için 61 sandalye gerekiyor. Muhalif cephede ise Yeni Umut, İsrail Evimiz, Yamina, Bir Gelecek Var, Mavi Beyaz, İşçi Partisi, Meretz ile Birleşik Arap Listesi yer alıyor ve bunlar da en az 56 sandalye kazanır diye düşünülmekte. Kalan 5 sandalyeyi cephelerden biri mi yoksa küçük Filistin partileri mi kazanır net değil.
Bu iki blok arasında kalan Eymen Uvda liderliğindeki Demokratik Barış ve Eşitlik Cephesi Koalisyonu ile Ahmed et-Tıybi başkanlığındaki Değişim için Arap Listesi, Netanyahu’nun tekrar yönetime gelmesine karşı olmalarına rağmen Değişim Bloku’nu açıkça desteklemiyorlar. İsrail vatandaşı Filistinliler seçimlere fazla ilgi göstermiyorlar ve Yahudilerin aksine %50-65 civarında oranlarla oy veriyorlar.
Bunun nedeni olarak, Akdeniz kıyısında yaşamaya devam eden İsrail vatandaşı Filistinlilerin çok yönden bölünmüş olması ve kendilerini temsil eden grupların yetersiz kalacağını düşünmeleri. Oysa tek liste olarak girseler 25 sandalye kazanarak Knesset’teki en güçlü gruplardan biri olacaklar ve siyasette etkin kalacaklar.
Netanyahu bloku sağcı bir hükümet vadederken, muhalefet bloku, içinde radikal sağcıların olmadığı liberal bir hükümet sözü veriyor. Ancak tartışma konusun sadece radikal sağ değil. Normal halk da rartık sadece radikal sağın savunduğu normal aile ve sapıklık karşıtı tutuma sahip. Nitekim LGBT ve İstanbul Sözleşmesi dayatması Filistinli partileri Batıcı ve İslamcı olarak ikiye bölmüştü. Yarınki seçimler, halkı, 4 yıldan az bir süre içinde 5. kez sandık başına götürüyor. Bu süre boyunca Milli Savunma dışında bütün bakanlıklar değişmekte. Eski genelkurmay başkanı Beni Gantz, savunma bakanı olarak Siyonist rejimin saldırı planlarını yürütüyor.
Kampanya da eskisine göre daha zayıf gidiyor. Dindar Yahudiler akıllı telefon ve sosyal medya kullanmıyorlar. Bu nedenle partiler dindar Yahudi grupları kısa mesaj ile bilgilendiriyorlar.
Netanyahu, Müslüman tehlikesi söylemiyle seçim propagandası sürecinde Filistin’e karşı kensisine destek verilmesi yönünde açıklamalar yapıyor ve tabanına oy kullanma çağrısında bulunuyor. Gelecek Var Partisi’nin lideri Yair Lapid ise Netanyahu’ya karşı seçmenlere Değişim Bloku’na oy verme çağrıları yapıyor.
Filistinliler daha önce tek listeyle seçime girip 15 oy çıkarırken şimdi dört farklı listeyle seçime katılmakta. İslamiyet vurgusu yapan Mansur Abbas başkanlığındaki Ra’am seçime diğer Filistin partilerinden ayrı giriyor. Ayrışmanın nedeni eski Filistin bloğunun LGBT konusundaki fikirleriydi. Tecemmu Partisi de bu yıl Ortak Liste ile yollarını ayırdı. Ortak Liste çatısı altında Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe ve Değişim için Arap Listesi adlı iki hareket kaldı.
Anketler, Birleşik Liste, Ortak Liste ve Tecemmu; üç partinin de 4’er milletvekili çıkarabileceğine işaret ediyor. Bu da normalde çıkarmaları gerekenin yarısı kadar. İsrail vatandaşı Filistinlilerin sandığa gitmemesi halinde kendilerini tesmil eden partiler barajın altında bile kalabilecek, bu durumda 25 milletvekili yerine sayı 5’e bile düşebilir.
Siyonist devlette vatandaş olmayan Gazzeli, Batı Şerialı ve Kudüslü 6 milyon Filistinliyse oy kullanamıyor. Filistin kelimesini sevmeyen ve bunun topraklarda hak sahibi olmalarına yol açacağından çekinerek Arap kelimesini kullanan Yahudiler, bu %20’lik vatandaş kesiminib vatandaşlığını kaldırma ve haklarını ellerinden alma yolunda Netanyahu döneminde bir süreç başlatmışlardı.
Yahudi devletinde Müslüman Filistinliler dışında az sayıda Hristiyan Filistinliler de yer alıyor. Yine Arap olan Dürzüler ise kendilerini bu grubun içinde tanımlamıyorlar, çoğu zaman kuvvetle Siyonizmi destekliyorlar.
