Top Gun Hedef İran: rekor kıran filmin ardındakiler

Cemil Ufuk Bakırçay

Hollywood’un Paramount stüdyoları tarafından 2020 yılında tamamlanan ancak pandemiden dolayı ancak bu yıl vizyona girebilen Top Gun: Maverick aksiyon fimi, geçtiğimiz hafta ABD’deki gişe hasılatı olarak 700 milyon doları aşması ve uluslararası pazarda 740 milyon doların üzerinde gelir sağlamasıyla yılın en çok para getiren filmi halien geldi. Bir buçuk milyar doların çok üzerinde, televizyon ve uydu gelirleriyle iki milyar dolara (36 milyar TL) yakın satış hasılatına ulaşması beklenen film, 1986 yılındaki Top Gun filminin devamı niteliğinde.

Filmde F-18 uçaklarının akrobatik hareketleri yoğun olarak işleniyor

Hedef: İran!

Filmin konusu İran. ABD İran’ın nükleer tesislerini imha etmeye karar veriyor ve dağlık bölgede yeraltında yapılarak erişilemez görünen nükleer silah üretimi hedefleyen tesisleri ortadan kaldıracak bir plan yapıyor. Filmin başrol oyuncusu Tom Crusie bunu gerçekleştirilecek ABD donanmasının en üst düzey pilot ekibini eğitirken ekibin başkanı olarak atanıyor. Film yapılırken F-35’ler henüz hazır olmadıklarından daha eski F-18 uçakları kullanılmış ve filmde buna açıklama olarak F-18’lerin daha esnek ve elverişli oldukları savunuluyor.

Filmde İran’ın elindeki 5. nesil uçak olarak Rus yapımı PAK-FA ya da SU-57 uçakları var. Henüz İran’da bunlar bulunmadığından ve Su-57’ler muharebeye hazır olmadığından filmin yakın gelecekte geçtiği varsayılıyor. Öte yandan İran’ın elindeki diğer uçaklar Şah zamanında yüksek fiyata satılan 50 yıllık TomCat F-14’ler de var. Filmin kahramanları yer altındaki nükleer tesisi içinde çalışanlarla beraber imha etmeleri ardından uçakları düşürülünce bir hava üssüne sızıp bunlardan birini ele geçirerek kaçıyorlar. Bu esnada bir yandan hava savunam sistemleri bir yandan da Su-57’lerle mücadele etmeyi başarıyorlar. Böylece İran’ın nükleer gücünü sona erdiriyorlar.

Filmde yer alan bir ‘5. nesil İran uçağı’

İlk film ABD ordusunu ihya etmişti

1986 yılındaki ilk Top Gun filmi, Vietnam Savaşı’ndan sonra Amerikan halkında giderek azalan askeri personel başvurularının aniden artmasına ve pilot olma hevesinin körüklenmesiyle Amerikan silahlı kuvvetlerinin personel ihtiyaçlarına destek olmasıyla tanınmaktaydı. 1986 yılında Amerika Körfez Savaşlarıyla henüz Orta Doğu işgallerini başlatmamış ve Soğuk Savaş’ta denge içinde askeri açıdan zayıflamakta olarak görülmekteydi. Filmin bu konudaki algıda önemli değişiklik yaptığı uzmanlarca bugün kabul edilmekte. Uzun süre sonra milli duyguları kabartan ilk Hollywood filmini seyreden genç Amerikalılar başta donanma pilotluğu olmak üzere bütün silahlı kuvvetler personel noktalarına akın etmişlerdi. ABD donanması filmdeki uçakları ve tesisleri bir üzret almadan kullandırmıştı.

Amerika’da ileri düzey savaş uçakları gerek hava kuvvetleri, gerek donanma, gerekse deniz piyadeleri komutanlıkları tarafından kullanılmakta. Örneğin yeni yapılan F-35’lerin farklı tipleri her üç kuvvet komutanlığı tarafından da kullanımda. Buna ek olarak kara kuvvetlerinin de kara savaşlarına uygun A-11, AC-130 gibi havadan yere saldırı amaçlı uçakları bulunuyor.

İlk filmdeki “ABD silahlı kuvvetlerinde çılgın genç kalabilirsiniz” mesajı

Hipersonik teknolojiler tanıtımı

Su-57 uçağının tanıtıldığı ancak başarısızlığa uğradığı görüntülenen filmin başında bir ABD hipersonik uçak denemesi de yer almakta. Hipersonik uçak ve füzeler ses hızı olan Mach bariyerinin 10 katına çıkan araçlar olarak tanımlanmakta. Filmde uç ucuna bu konuda zafer sağlanırken deneme sonunda uçak imha oluyor. ABD, bu konuda Rusların teknolojik olarak çok gerisinde kalınca Rusların bu teknolojisini gerçekleştiren Petersburg şehirindeki araştırma ekibin başındaki iki uzmanı casusluk teşkilatı CIA yoluyla kendilerine bilgi sağlamaya ikna etmiş, bu açığını gizli yollarla kapatarak ilk denemelerini yapmıştı. Moskova bunu fark ettiğinde her iki kilit uzmanı da tutukladı. Ancak hipersonik uçakların tam hizmete girmesi için henüz uzun bir zaman olduğu varsayılıyor.

Filmde hipersonik hıza erişen SR-72 uçağı konsepti