22 Nisan Dünya Günü

Süleyman Nazif Kalaycı

Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Günü ilan edilen 22 Nisan’da yeryüzünün giderek küresel elitlerin faizci vahşi kapitalizmi tarafından yok edilmesinden endişe duyan kesimler çeşitli etkinlikler düzenlemekte.

Sadece dün düzinelerce insanın Hindistan ve Tayland’da aşırı sıcaklar ve iklim değişikliği nedeniyle hayatını kaybettiği yeryüzünü tehdit edenler, çokuluslu şirketlerin eylemlerine dayalı.

Bu olumsuz eylemler arasında aşağıdaki hemen hepsi önlenebilecek şeytani girişimler yer alıyor:

• Kimsayasal maddelere dayalı gübreler, böcek öldürücüler, uzun süre dayanıklılık sağlayıcılar yüzünden gıda ve tarımın giderek verimsizleşmesi.
• Anormal enerji sarfiyatı sonucunda salınan gazların atmosferi tehdit etmesi.
• Üretim mekanizmalarının insanlıktan alınıp elit kesimlere verilmesiyle fabrika tarımı, fabrika hayvancılığının atmosferi tehdidi.
• Genetiği değiştirilmiş canlıların Allah’ın yaratışında sahip oldukları ekosistem katkılarını, doğayla uyumların kaybetmeleri.
• Madencilik, enerji santralları ve diğer insan yapısı işlemlerin sonucunda büyük toprak, doğa, canlı kayıpları.
• Nükleer atıklar, plastik maddeler ve kimyasalların sonucunda denizlerin ve su yaşamının yok olmaya doğru ilerlemesi.
• Sera etkisi sonucunda atmosferin ve yeryüzünün ısınmaya başlaması, iklimlerin değişmesi, dünyanın daha önce bizim lartlarımızdaki Venüz ve Mars gezegenlerinin başına geldiği gibi sürekli ısınarak yaşanmaz hale gelmeye başlaması.
• Yeryüzünü yok eden küresel elitlerin iletişim adı altında yolladıkları uyduların parçalanmaları ve trilyonlarca mikroskopik ölümcül etkili metal parçasıyla gezegeni çevreleyen aşılması zorlaşan bir duvara yol açmaları.
• İnsanlığın doğadan, topraktan, tarımdan, hayvancılıktan, binek ve evcil hayvanlardan, şifalı bitkilerden, yeryüzüyle iç içe olmaktan uzaklaştırılarak, cep telefonu, bilgisayarlar, e-devlet, elektrikli arabalar, merkezi denetim olmadan yaşayamaz haldeki kölelere dönüşmesi.

22 Nisan Dünya Günü’nde sivil toplum kuruluşları ve duyarlı insanlar, dünyayı ve insanlığı korumak için mesajlar veriyorlar.

Sorulan soru şu?

Bir sonraki kuşakta, dünyanın başına gelenleri anlayamayacak derecede köleleştirilmiş zihinlere mi indirgeneceğiz?

Yoksa kafesimizden kurtulup Allah’ın bizi hazırladığı yönde, çevremiz, canlılar, fıtrat/yaratılış ile uyum içinde bir dünyaya mı kavuşacağız?