Brezilya depremi: Güney Amerika artık tamamen ABD-karşıtı

Ali Ulvi Altınsoy

Güney Amerika’nın en büyük ve en kalabalık ülkesi, dünyanın da 6. en büyük nüfuslu ülkesi olan ve hızla gelişen ekonomilerin başında gelen BRICKS kısaltmasının ilk harfi Brezilya, dün yapılan seçimlerle daha önce indirilen ve hapse atılan solcu ABD karşıtı devlet başkanı Lula’yı çok zorlu bir seçimle yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. ABD’nin ve ülkedeki çok güçlü Evangelist misyoner teşkilatlarının desteklediği Bolsanaro seçimi kıl payı farkla kaybetti. Bu seçimlerin sonucunda İspanyolca ve Portekizce konuşan bütün Güney Amerika ülkeleri, hala dikta rejimi altındaki Paraguay hariç sol hükümetlerin denetimine girdi.

Güney Amerika tarihinde ilk kez neredeyse tamamen ABD karşıtı solcu iktidarlardan oluşmakta.

Venezuela’daki Chavez hükümetiyle başlayan solun ilerleyişi son yıllarda birden ivme kazandı. En koyu sağ kalaleri ve ABD müttefikleri Kolombiya, Şili ve Peru’da bile sol hükümetlerin iktidar koltuğuna oturması, Amerika’nın ülkelerin derin devletleri, yargı yapısı, güvenlik bürokrasisinde hakimiyetine rağmen halkın desteğiyle yönetime gelmesi ve bunda devam edebilmesi, Güney Amerika tarihinde ilk kez yaşanmakta. Amerika bütün dünyada olduğu gibi çıkarlarıyla çelişen liderleri darbeler veya postmodern darbelerle görevden uzaklaştırmasıyla bilinmekte. Bu devam etse de Güney Amerika’nın neredeyse hepsinde Amerikan kontrolü dışında yönetimlerin oturması Washington’da endişe oluşturmakta. Güney Amerika’nın yanısıra Meksika da dahil Orta Amerika’nın giderek ılımlı sol ya da Amerikancı olmayan hükümetlerden oluşmaya başladı. En sağ kabul edilen El Salvador hükümeti bile Amerika’nın emirlerinin dışına çıkıp, bağımsız bir politika izlemeye başladı.

Brezilya’da iktidara gelen ve Berlusconi ile Trump arası bir tarzda ülkeyi yöneten Bolsanaro, yeniden seçilmek için bütün kozlarını kullandı. Bunun içinde Brezilya’nın önde gelen zenginleri, holdingleri, Amerikan lobisi ve fakir mahallelerde hızla gelişen ve Türkiye’deki Brezilyalı pek çok futbolcunun da üyesi olduğu FETÖ’yü andıran Amerika ve İsrail yanlısı Evangelist Hristiyan grupların etkisine rağmen sosyalist kökenli ve daha önce Amerika’ya sıkıntılar oluşturan Lula’nın %51 oyla kazanması kıtada önemli bir etki oluşturdu. Bolsanaro’nun seçimlere itiraz etmesi ve sonuçlara hile karıştırıldığı yönünde mahkemeye gitmesi bekleniyor ancak seçim sonuçlarınınn değişmesi beklenmemekte.

Değişimin nedeni bütün dünyada olduğu gibi halkın ABD’nin ülkesinde at koşturmasından, CIA operasyonlarından, darbe ve postmodern darbelerden, Dolar yoluyla ABD’nin istediği gibi dünya ülkelerinin ekonomilerini yönetmesiden bıkması. Ümid ederiz Latin Amerika temel çıkarları konusunda birleşir, Amerika’nın şımarık ve sömürgeci tutumuna karşı milli menfaatleri ön plana alarak Dolar dışında kendi paraları ile ticaret yapar, kan emici küresel bankacılık sisteminden çıkar, kendi kullanacağı araç, cihaz ve silahları üretir, Kuzey komşuları ABD ve Kanada’nın ülkelerinde hakimiyet kurmasına engel olur.

Solun aile yapısını bozucu etkileri, dine olumsuz yaklaşımı ve kültürel zararlarını birinci kefeye koyar ikinci kefeye de küresel bankacılık sistemi, Batı sömürüsü, darbeci CIA derin devlet oyunlarını koyarsak, birinci kefenin ehveni şer olarak ağırlık taşıdığını görmek mümkün olur.